SU VE TOPRAGIN HİKAYESİ
toprak ( su (ben) uçsuz bucaksız bozkırda kurumuş çatlamış bir toprak içinde son kalan ümit kırıntısıyla suyunu bekliyor... çiçekler yetiştirebilmek için. yarınların umut olabilmesi için suya muhtaç çiçekleri kurumuş... boynu bükülmüş nerdeyse her şeyden umudunu kesmiş
güneş artık topragın içini kavuruyor.. sızıları dayanılmaz bir hal alıyordu.. göge dogru başını kaldırıp allahtan bir damlada olsa su istiyordu...içindeki ateş sönmek bilmiyor topragı günden güne yok edeiyordu... topragın umudunu kestigi birgün allah tarafından bir mucize gerçekleşti...
öyle bir su fışkırdı görenler hayret içinde kaldı dagı taşı aşarak öyle bir aşkla sevgiyle çaglıyordu topragına kavuşma arzusu ve istegiyle deli gibi coşuyordu... toprak suyunu bekliyor gelişine gülümsüyor umutlarını canlı tutuyordu... artık toprak suya kavuşacaktı aradaki mesafeye aldırmaksızın içinde fırtınalar kopuyordu nasılsa mutlaka kavuşacak ve yine çiçeklenecekti...
topragın hasretiyle su biran önce kavuşma istegiyle yanıp tutuşarak önüne çıkan engelleri bir bir aşarak... topragına akıyordu tek düşüncesi toprakla biran önce sarılmak ve hiç ayrılmamaktı...
artık mesafe iyice kısalmış su ve toprak bir birlerine sanki dokunacak kadar olmuşlardı...
ikiside kavuşma heyecanıyla tebessüm ediyorlardı... büyük buluşma anı gelmişti...
su ve toprak öyle bir hasret ve arzuyla sarıldılar...
toprak suya kandı su topragına kavuşmanın sevinciyle kendini topraga teslim etti...
toprak sevincini tüm vücuduna yaydı ve çiçege gebe kaldı suyunu alan toprak artık..
çiçek açabilecekti ve ilk çiçek güneşe merhaba dedi su ve toprak sevinçle çiçeklerine bakıp...
MERHABA YAVRUMUZ HOŞGELDİN .....
MUTLULUK GETİRDİN TUANA, MIZ DEDİLER...
ARİF KAYA